Mareşal Fevzi Çakmak


Mustafa Fevzi Çakmak, Türk asker ve devlet adamıdır. Türkiye'nin ikinci ve son mareşalidir. Mustafa Kemal Atatürk ile beraber mareşal ünvanına sahiptir. İlk Milli Savunma Bakanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Cumhuriyet dönemindeki ilk genelkurmay başkanıdır.

Eğitimi ve İlk Çalışmaları

1876 yılında İstanbul'un Beykoz ilçesine bağlı Anadolu Kavağı'nda doğan Fevzi Çakmak’ın asıl adı Mustafa olup Fevzi olarak tanınmaktadır. Rumelikavağı Mahalle Mektebi’nde öğrenime başladı, Soğukçekme Askeri Rüşdiyesi’nde ve Kuleli Askeri İdadisi’nde devam etti; son olarak 1893 yılında Harbiye Mektebi’ne girdi. Bunun yanında Arapça, Farsça ve fıkıh dersleri de alan Çakmak, okuldaki başarılarından dolayı erkanıharp sınıfına girerek 1898 yılında kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı.

Balkanlar’ın en karışık olduğu bir dönemde 14 yıl boyunca Rumeli’de kaldı, sonraki yıllarda sırasıyla kolağası, binbaşı, miralay 1910 yılında yarbay oldu. 1915 yılında mirliva rütbesi ile I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale muharebelerine katıldı. Başarılı hizmetlerinden dolayı daima göz önünde bulunan paşa, çeşitli ödüller de aldı.

Askeri Başarıları

Çanakkale cephesi kapandıktan sonra farklı cephelerde düşmana karşı savaşan paşa, düşmanın emeline ulaşmasını tekrar tekrar engelledi. Fevzi Çakmak’ın gayreti ile Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişliği göreviyle ve geniş yetkilerle Anadolu’ya gönderilmesine karar verildi. Cevad Paşa, Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa, bir harekat planı yaptılar ve birbirlerine söz vererek vatanın kurtarılması için beraberce çalışacaklarına dair ant içtiler.

1919 yılında Askeri Şura üyeliğine tayin edilen Fevzi Çakmak, işgalcilerin isteklerine boyun eğmediği için azledilerek Harbiye Nazırlığı'na atandı. İngilizler tarafından devamlı bir baskı altında olan paşa, artık İstanbul’da yapacak bir şeyin olmadığını anlayınca Ankara’ya doğru yola çıktı. Bu yolculuğu engellemek isteyen İngilizler’e rağmen 19 gün süren büyük meşakkatlerden sonra Ankara’ya varabildi.

Fevzi Paşa Kozan milletvekili olarak katıldığı Büyük Millet Meclisi tarafından kurulan İcra Vekilleri Heyeti’ne Müdafaa-i Milliyye vekili seçildi ve İcra Vekilleri Heyeti de onu başkan seçti. Böylece Ankara’da kurulan meclis hükümetinin ilk başkanı sıfatını kazanmış oldu. Bu görevde bulunduğu sırada bilhassa düzenli ordu kurulması konusunda büyük hizmetleri oldu. Sakarya Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynadı. Cephenin en ön saflarında bizzat çarpışmalara katılan paşa, zaman zaman Ankara’ya gelerek savaşın gidişi yüzünden heyecana kapılan meclisi yatıştırıcı konuşmalar yaptı. Yunan ordusunu kesin yenilgiye uğratan Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin savaş planları da Fevzi Paşa tarafından hazırlandı. 30 Ağustos Zaferi’nin kazanılmasında büyük rolü olan Fevzi Paşa’ya Mustafa Kemal’in teklifiyle Büyük Millet Meclisi tarafından mareşallik rütbesi verildi.

Kozan ve İstanbul olmak üzere iki defa Millet Meclisi üyeliği yapan Fevzi Paşa, 1924 yılında kumanda mevkiinde bulunmuş milletvekillerinin politika veya askerlikten birini seçmeleri istenince çok sevdiği askerlik mesleğini tercih etti. İstanbul milletvekilliğinden ayrılarak Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye reisliği görevini 1944’te emekliye sevkedilinceye kadar sürdürdü. Atatürk’ün ölümünden sonra İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesinde büyük rol oynadı.

Halkın Sevgisi

Emekliye ayrıldıktan sonra Millet Partisi’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı ve bu partinin şeref başkanı seçildi. 1950 yıılında Teşvikiye Sağlık Yurdu’nda vefat ettiği zaman hükümet milli yas ilan etmediği için halk Cumhuriyet Halk Partisi aleyhine büyük tepki gösterdi. Beyazıt Camii’nde kılınan namazdan sonra çoğunluğu üniversite gençliği olmak üzere kalabalık bir cemaat, naaşını tekbir getirerek toprağa verildiği Eyüp Sultan’a kadar eller üzerinde taşıdı. Halkın Fevzi Çakmak’ın cenazesine duyduğu bu büyük ilgi, Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı gösterilen ilk açık direniş hareketi ve İsmet İnönü’nün önemli bir siyasi yenilgisi olarak yorumlandı.

Meziyetleri

Fevzi Çakmak başarılı askerlik hayatı boyunca çalışkan, alçak gönüllü, sağlam iradeli ve karakterli, dinine bağlı bir kumandan olarak sevildi ve sayıldı. En büyük zevki kitap okumak olan paşa geniş bir kültüre sahipti. Özellikle tarih, edebiyat ve sosyolojiye çok önem verirdi. Fransızca, İngilizce, Arapça ve Farsça yanında bazı Balkan dillerini de bilir, günlük politikadan hoşlanmazdı.

Fevzi Paşa Harp Akademisi’nde verdiği konferanslarını Garbi Rumeli’nin Suret-i Ziyaı ve Balkan Harbinde Garb Cephesi Harekatı adıyla bir kitap halinde de yayımlamıştır. Tamamen kendi inceleme ve tesbitleriyle belgelere dayanan bu eserde Fevzi Paşa Balkan felaketlerinin siyasi, sosyal ve askeri bakımlardan tahlilini yapmaktadır.

Kaynakça : Beyaz Tarih